Miss KauLitzz. Admin
Mesaj Sayısı : 224 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 09/07/10
Kişi sayfası Başarı Puanı: (0/0)
| Konu: Kristen: ''Okuldayken sırf gösteri dünyasında olduğum için insanlar benden nefret ediyordu.'' Salı Tem. 27, 2010 12:03 pm | |
| O her kızın olmak istediği eroini oynuyor (Robert Pattinson ve Taylor Lautner'ı öpüyor? Ki bu bizim kesinlikle hayır demeyeceğimiz birşey.), ve biz de bu 20'lik aktrisi yakaladık.Ona bu ünlü insanların dünyasına nasıl alıştığını, Edward'ı mı Jacob'ı mı seçeceğini ve kedilerini sorduk. 20 yaşındaki Kristen Stewart 9 yaşından beri oyunculuk yapıyor, ama Alacakaranlık efsanesinde Isabella Swan rolünü alıp bir mega yıldıza dönüşene kadar bu derece ünlü sayılmazdı. Herkes tarafından bilinmek ilginç olsa gerek, sürekli röpörtajlar yapmak, gülümsemek, Kristen'ın medyayla pek de iyi bir ilişkisi yok.Yalan söylemekten hoşlanmayan bu kız sürekli paparazzilerle hiçbir rol arkadaşıyla ilişkisi olmadığını söylüyor.Kristen ergenliğe veda edip 20'lerine yol alırken olgunlaştığını ve daha özgüvenli olduğunu söylüyor.Ve aptalca sorulardan hoşlanmadığını ekliyor. (Robert pattinson'la çıkıp çıkmadığı gibi), onun geleceği parlak, şanslı bir kız olduğunu düşünerek arkamıza yaslanıyor ve onunla spot ışıkları altındaki hayatından bahsediyoruz.
Bu vampir şeyleri ailelerde de çok yaygınlaştı.Annenin de bir vampir fanı olduğunu duyduk... Benimle dalga mı geçiyorsunuz? Vampirleri çok seviyor.Annem üniversitede tarih bölümündeydi ve bir ara bu gizemli yaratıkların ardındaki Vlad the Impaler'a takmış. Evet, o vampirleri ve korsanları çok sever.Havalı şeylere bayılır.
Hala öğrenim görürken bir aktris olmak zor muydu?
Okulu 14 yaşındayken bırakıp sette öğrenim görmeye başladığıma memnunum, çünkü bunu yapmak omuzlarımdan ciddi bir yük kaldırdı.Ünlü olmak ve bütün bu baskı beni okulda epey geriletmişti.Ben hiçbir zaman okulun civarlarında dolaşan ve ünlü olmaktan konuşan bir kız olmadım.Birisi öğrenene kadar haberleri yoktu bile.İnsanlardan bazıları ''Ah ne kadar gıcık!'' diyorlardı ve ben de onlara 'Benimgıcık olduğumu mu düşünüyorsun? İyi de benimle konuşmadın bile, harika' derdim.
Peki okuldaki o sosyal yaşamı kaçırdığını hissediyor musun?
Sosyalliği kaçırmadım.Yüzlerce insanla tanıştım.Okuldaki hiyerarşiden nefret ederim ve bunun bir parçası olmadığıma seviniyorum.Bu çok garip.Okulda yaptıklarınızın farkına varıyorsunuz ve okuldaki saçmalıkların hayatın sadece çok minik bir kısmı olduğunu fark ediyorsunuz.Dediğim gibi okula gitmediğime memnunum.
Bir erkekle takılmak kadınla takılmaktan daha mı iyi peki?
Kendi yaşımda pek kız tanımıyorum.Okuldayken benim yaşımdaki çocuklarla ilgilenmiyordum.Çok kabaydılar ve insanları kontrol edemiyorsunuz.Bazılar çok cesurdu ama size şans vermiyorlardı.
Ailen de gösteri dünyasının içinde.Annen Jules Mann-Stewart bir senarist ve baban John Stewar da bir prodüktör.Şov dünyasından bulunmanın kaderin olduğunu mu düşündün?
Bilmiyorum.Çok keyfi bir karardı aktris olmak.Çok gençtim yani bir düşünün dokuz yaşında ilk seçmelerime katıldım.Bu daha çok 'Bir aktris olmak ister misin?' dediklerinde bunun güzel birşey olabileceğini düşünüp ' Evet, bunu çoğu insandan daha iyi yapabilirim.' demişim gibi sanırım.
Ama ünlü olmayı ve röpörtaj vermeyi sevmiyor gibisin...
Eskiden röpörtajlardan nefret ederdim ama şimdi bunda iyileştim ve kendimi daha rahat hissediyorum.Sırf bir aktrisim diye neden özel hayatımdan söz etmem gerektiğini bilmiyorum.Medya hazırlığımı Alacakaranlığa başladığımda almıştım ama bu işi yapmaya ondan sekiz yıl önce başlamıştım zaten. Onlara 'Neden bu kadar endişeleniyorsunuz anlamıyorum...Onları pencereden atacağımı mı düşünüyorsunuz?' derdim.
Eskiden yapmayı sevdiğin ve şimdi yapamadığın şeyler neler?
'Bu akşam yemeğe çıkalım mı?' diyen bazı arkadaşlarıma 'Evde takılsak olmaz mı' diyorum artık çünkü bu dışarda olmaktan daha eğlenceli oluyor.Biraz daha fazla dışarı çıkabilmek iyi olurdu. Gece hayatına da değil aslında sadece insanların arasında bulunmak.Hiç normal bir kız olamamak garip.
Çünkü herkes seni tanıdığını düşünüyor?
Herkes beni biliyor ve bu yüzden asla birileriyle tanışamayacağım.Zaman zaman 'Hey sizinle tanışmak çok güzel, ben herhangi bir insanım ve senin benim kim olduğumla ilgili hiç fikrin yok' demek güzel olurdu.
Rahatlamak için ne yaparsın?
Pek birşey değil.Okurum, arkadaşlarımı görürüm bir de Max adında bir kedim var ve onu pek sevmiyorum.Seyahatteyken beni korkutuyor ama bu benim kedilerimin manyak olmasından kaynaklanabilir.Max bir anarşist gibi.Yanımda bir kedi yatağının içinde oturur ve miyavlayıp etrafı tırmalar.
Edward mı Jacob mı? Sen hangisini seçerdin?
Sanırım Bella'nın arkasında dururdum.Ona arka çıkardım.Bence hikayenin en güzel yanı Bella'nın bir seçeneği, daha kolay bir seçeneği yani Jacob olmasına rağmen Edward'ı sevdiği için onu seçmesi.
Edward tutulmada Bella'yla evlenmeye karar veriyor.Peki senin erken yaşta evlilikle ilgili düşüncelerin neler?
Şu an evlenmek istemem.Bazı insanlar ister ama boşverin.Bununla ilgili pek düşünmüyorum bile açıkçası.
Şafak vaktinde büyük bir düğün sahnesi var.Onu düşünüyor musun?
Bu hikayede gerçekten büyük bir an ve bunun için heyecanlıyım ama ben büyüyüp evlenmeyi düşünen biri değilim.Bu filmde oluyor sadece.
Sahne aralarında Robert ne kadar şakacı?
Eğer onun için zor bir olay yoksa sürekli şaka yapar.Ama beni sinir ettiğinde ve korkuttuğunda ertesi gün aynı numarayı yemiyorum.alıntı. | |
|